حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Doğu Afrika
Medya Bürosu
No: DA-BA-2014-MT-TR-007 |
H. 2 Cumâde’s Sânî 1435 M. Çarşamba, 02 Nisan 2014 |
Basın Açıklaması TERÖRLE SAVAŞ: HEDEF MÜSLÜMANLAR
Hizb-ut Tahrir / Doğu Afrika, Makaburi olarak bilinen Şeyh Abubekir Şerif ve arkadaşı Hafidh Bahero'nun saldırı sonucunda hayatlarını kaybetmelerinden dolayı üzüntülerini bildirir. Acımasız katillerin vahşetini gösteren bu vahşi cinayeti şiddetle kınıyoruz. Geride kalan ailelerine Allah'tan sabır ve metanet diliyoruz. Şeyh Ebubekir ve dostu Hafidh'i cennetine koymasını temenni ediyoruz. Ayrıca şunları da hatırlatmak isteriz:
Bu menfur cinayet, kardeşlerimizi ve daha önce diğer âlimleri öldüren katillerin sadece korkaklığını değil, aynı zamanda Müslümanları ortadan kaldırmaya ve Müslüman vaizleri susturmaya yönelik kötü niyetlerini ortaya koyuyor. Bu cinayetler, Müslüman toplulukların güvenlik güçlerine olan güvenini sarstı ve Müslümanları katledenlere karşı göz yumulduğu algısını oluşturdu. Bizi bunu söylemeye iten husus şudur ki her Müslüman vaiz öldürüldüğünde, polis, katiller hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığı iddiasında bulunuyor ve katilleri tanıyanların polise ihbarda bulunmalarını istiyor! O zaman soruyoruz; Likoni cinayetlerinden sonra neden hükümet, hemen "meçhul failleri" avlamak için bir operasyon başlattı ve birkaç dakika sonra da saldırganların polis tarafından öldürüldüğünü açıkladı? Neden Likoni kilisesine saldıran saldırganlar hakkında ihbar çağrıları yapılmadı?
Şeyh Makaburi'nin Amerika'nın terörist listesinde yer almasından hemen sonra bu menfur cinayetin işlenmesi doğrudan bu cinayetin "terörle savaş" ile bağlantısını akıllara getirmektedir. Daha açıkça söylemek gerekirse bu savaş, İslam ve Müslümanları ortadan kaldırmak için tasarlanmıştır. Müslümanların aşırı, terörist ve radikal oldukları konusunda oluşturulan kamuoyu artık bir sır değil. Bu terimler, Amerika tarafından uyduruldu ve onlara belirli bir anlam verildi. Aşırı, terörist ve köktendinci olarak yaftalanmayı daha çok Amerika hak etmiyor mu?
Bu kapitalist devletler, kendi şeytani ideolojilerini yaymak için güç kullandılar, suikastlar yaptılar. Kurtarıcı olduklarını iddia ederek zorla İslam dünyasına düşüncelerini dayattılar. Batı, Afrika'da bir kaç kez Afrikalı liderleri azarlamadı mı? Eşcinsel evlilikler gibi yozlaşmış Batı düşüncesini kabul etmeyen devletlere karşı yaptırım uygulamak ile tehdit etmedi mi? Eğer bu terimlerin onlara göre bir vakaları varsa, bu yozlaşmış düşünceler bizzat aşırılık ve köktendincilik değil midir? Ne kötü hüküm veriyorlar?
Şaban Muallim
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Doğu Afrika
Medya Temsilcisi
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Doğu Afrika Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: Mob: +254(0737)606667 / +254(0717)606667 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: abuhusna84@yahoo.com |