حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Doğu Afrika
Medya Bürosu
No: DA-BA-2013-MT-TR-0001 |
H. 27 Safer 1434 M. Cuma, 11 Ocak 2013 |
- Basın Açıklaması - Demokrasinin Altında Aşağılık İnsanlar, Allah'a, Resulüne ve Müminlere Saldırmaktadırlar
Son zamanlardaki bazı raporlar, Selma adındaki bir kadının İslam'dan çıktığını, kendisinin nebi olduğunu ilan ettiğini, vahiyle hareket ettiğini ve kendisine bağlı tabiilerinin olduğunu iddia ettiğini ifade etmektedirler. Nitekim Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:
كَبُرَتْ كَلِمَةً تَخْرُجُ مِنْ أَفْوَاهِهِمْ إِن يَقُولُونَ إِلا كَذِبًا "Ağızlarından çıkan bu söz ne büyük oldu! Yalandan başka bir şey de söylemiyorlar." [Kehf 5]
Dolayısıyla bu saldırı, Zengibar ve Darusselam'ın her birinde Mushaf-ı Şerif'e yönelik hakaret dalgasından birkaç ay sonra gerçekleşmiş ve bu saldırı, bu küstah mürted kadın tarafından yapılmıştır Zira kadın şerir fikirlerini, Zengibar Müftüsü'nün önünde ve onun ofisinde açıklamıştır.
Bu olay bağlamından Hizb-ut Tahrir / Doğu Afrika, aşağıdaki hususları vurgular:
Birincisi: Bu olay, iktidara ulaşana kadar bazı Müslümanların yanlışlıkla oy verdiği laik demokratik hükümetin ikiyüzlülüğünü ifşa etmiştir. Yine bu olay, demokrasi ile İslam akidesi arasındaki mutlak çelişkiyi ifşa etmiştir. Zira Zengibar'daki insanların geneli Müslüman olmalarına rağmen, "ibadet özgürlüğü" gerekçesi altında bu iğrenç eylem gerçekleşmiştir. Bu arada hükümet, mesele devlet içerisindeki üst düzey yetkililerinin eleştirilmesiyle yada sendikalar sorunu gibi devletin politikasına muhalefet edilmesiyle ilgili olduğunda, "ifade özgürlüğü" ifadesini bir kenara atmakta ve politikalarını yada yetkililerini korumak amacıyla devlet tarafından sert önlemler almaktadır!
İkincisi: Bu şarlatanın Zengibar'a ait olmadığı iddia edilmek yoluyla ırkçılık duyguların güçlendirilmesine yönelik daha fazla kışkırtmanın olması için bu sorun istismar edilecektir. Dolayısıyla bu bağlamda bizler, şu iki noktayı açıklamak isteriz: Birincisi; ırkçılığın İslam'da yeri yoktur. İkincisi; mesele, İslam'dan çıkma meselesi olup onun kabilesinin ikametgahının yada ortaya çıktığı yerin kesinlikle hiçbir kıymeti yoktur. Amma şayet Hilafet Devleti mevcut olsaydı bu mürted kadının cezası, köyüne salıverilmek değil idam edilmek olurdu.
Üçüncüsü: Bu şarlatanın, irtidadını Müftünün ofisinde ilan edecek kadar cüretkar olmasının nedeni, Müslümanların İslam'ı koruyacak kalkanlarının olmadığını bilmesidir.
Bizler; Hilafet Devleti'ni kurmak amacıya Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışmanın vacip olduğunu Müslümanlar bir kez daha hatırlatmak isteriz. Bu ise akidemizin korunması için olup Hilafet'in gölgesinde bu tartışmaya yer verilmeyeceği gibi medya da asla bu iftiraları örtmekle meşgul olmayacaktır. Zira Hilafet, bu şarlatana tevbe etmesi için üç gün mühlet verecek ve şayet tevbe etmez ise Nebi [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in aşağıdaki hadiste geçen kavlini binaen ona idam haddi uygulanacaktır:
من بدل دينه فاقتلوه "Kim dinini değiştirirse, onu öldürün."
Mesud Müslim
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Medya Temsilcisi Yardımcısı
Doğu Afrika
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Doğu Afrika Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: Mob: +254(0737)606667 / +254(0717)606667 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: abuhusna84@yahoo.com |