Pazar, 20 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Bürosu

No: BR–BA–2022–MB–TR–07 H. 14 Zilka’de 1443
M. Pazartesi, 13 Haziran 2022

İfade Özgürlüğü Savunucularının Artık Tutunacak Dalı Yok

Tüm Müslümanlar Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve sahabesi Radiyallahu Anhum’a yönelik hakaret içeren sözlerin kurbanıdır. Buna rağmen İngiliz hükümeti ve medyadaki koyu laikler, bir kez daha Müslümanları ifade özgürlüğünü tehdit etmekle suçladılar. İfade özgürlüğü kavramı o kadar çelişkilerle dolu ki, savunucularının ortaya makul bir argüman koyamaması şaşırtıcı değil. Sadece birkaç zayıf duygusal argüman ileri sürüyorlar. Müslümanların, Suudi Arabistan veya Afganistan’daki rejimlerden çok daha iyi davranan sömürgecilere minnettar olmaları gerektiğini belirtiyorlar. Rezaletlerini savunmak için kullandıkları bir diğer “saçma entelektüel” argüman da hoşgörüdür. Dinimize yapılan hakaretlere karşı Müslümanların hoşgörülü davranması gerektiğini söylüyorlar. Peki, hoşgörünün sınırı ne?

Gerçekte sınırı, kriterleri menfaat olan laikler belirliyor. Batılıların çelişkileri, tüm Müslümanlar için net ve açık, ancak laikler bu çelişkileri görmezden geliyorlar. Bu, laik elit ve sıradan Müslümanların farklı çıkarlarından kaynaklanıyor. Aslında Batı’daki sıradan vatandaşın çıkarları, seçkin efendilerinin çıkarlarıyla pek uyuşmaz. Bu çatlağı ifşa edecek herhangi bir girişim, ironik bir şekilde ağır sınırlamalarla karşılaşmaktadır. Seçkin azınlığın çıkarlarına aykırı olan her türlü konuşmayı kısıtlamak ve yasaklamak için yasalar üretiliyor ve makaleler yazılıyor. Asıl itibariyle kin ve nefret dolu olmasına rağmen, İslam’ı ve Müslümanları aşağılama özgürlüğü garip bir şekilde istisna tutulmaktadır.

Batı’daki ifade özgürlüğü teorisi ve pratiğindeki çelişkileri vurgulayan Müslüman olmadıkça, konuşmakta özgürdür. Hakaret özgürlüğü, ilerici Batı uygarlığının karakteristik özelliğinden daha ziyade farklılıkları yönetemeyen bir ideolojinin yan ürünüdür. Laiklik, neyin söylenip neyin söylenmemesi gerektiğini belirleyen bir kritere sahip değil. Bu nedenle, bir görüşün diğerlerine hükmetmesine ve baskı altına almasına izin vermek için demokratik sürece dayanır. Müslümanlar demokraside vücut bulan mafya yönetimi fikrini desteklememeli ve başarısız olan ifade özgürlüğü kavramını savunmamalıdır. Müslümanlar hakka inanırlar, onu yüceltmekten ve onurlu değerlerine davet etmekten utanmazlar. İslam, entelektüel olarak bitmiş laik ideolojinin tasdikine gerek duymaz. Yüce İslam kültürü, diğer tüm fikir ve ideolojilere üstün geleceğine şahitlik eder.

هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ  “O, kendisine ortak koşanlar hoşlanmasa da, dinini bütün dinlere üstün kılmak için peygamberini hidayet ve hak din ile gönderendir.” [Saf 9]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: (+44) 070 74 – 19 24 00
www.hizb.org.uk
E-Mail: media@hizb-ut-tahrir.info / press@hizb.org.uk

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER