6 Temmuz 2021 Salı günü Knesset’te “Filistinli ailelerin birleşimini” yasaklayan vatandaşlık yasasının uzatılması için oylama yapıldı. Ancak Yahudi hükümeti, yasayı geçirmek için gerekli çoğunluğu elde edemedi. Oylamada 59 kabul oyuna karşılık 59 ret oyu çıktı. Fakat koalisyon ortakları, söz konusu yasanın bir yıl yerine 6 ay uzatılması, yaklaşık 1.600 aileye vatandaşlık verilmesi ve özel bir komite kurulması konusunda anlaşmaya vardı. Komisyon, aile birleşimini zorlaştıran ve haklarını kısıtlayan bu yasanın sonuçlarından muzdarip Filistinli ailelere daha fazla olanak sağlanmasını inceleyecek.

“Aile birleşimi” yasası 2003’ten beri yürürlükte ve uzatılması için her yıl Knesset’e sunuluyor. Söz konusu yasa, Filistin bölgesindeki Filistinli aileleri hedef alıyor. Batı Şeria veya Gazze Şeridi kimlik kartı taşıyan eşlerden birine, her yıl yenilenen geçici oturma iznine binaen ülkede kalmasına izin veriliyor. 2007 yılında yasada bir değişiklik yapıldı. Yahudi varlığının “düşman” olarak gördüğü İran, Lübnan, Suriye ve Irak vatandaşlığına sahip eşlerin aile birleşimini kapsayacak şekilde yasak genişletildi.

Bu adaletsiz yasanın bir sonucu olarak binlerce Filistinli sıkıntı çekiyor. Aileler ve ev ahalisi dağılmış durumda. Eşler, aynı çatı altında birlikte yaşayamıyor. Çocuklar, daha hayatta iken anne veya babasız yaşamak zorunda kaldılar. Bu ailelerin sağlık, eğitim, hareket ve seyahat özgürlüğü, geçici oturma izninin mali sonuçları konusunda karşılaştıkları kısıtlamalar ve engelleri saymıyoruz bile. Yargısal işlemlere bakan, aile birleşimi dosyalarını mecliste takip eden Müsavat Hukuk Merkezi’nde vatandaşlık yasasından muzdarip aileler Komitesi Başkanı Esmahan Cibali, “Aile birleşimi yasağı kapsamına giren ve sayıları yaklaşık 300.000’e ulaşan Filistinli aileler, ekonomik ve sosyal tükenmişlik yaşıyorlar. Bunların yaklaşık yüzde 80’i yoksulluk sınırının altında. Yaşamın en temel unsurlarından, sağlık, ilaç ve eğitim gibi temel hizmetlerden yoksunlar.”dedi. ^{[25.03.2021 El Cezire]}

Yahudi varlığı, bu tür haksız yasaları yürürlüğe koymak için “güvenlik konularını” bir bahane olarak kullanıyor. Bu yasalar aslında ırkçı yasalardır. Yahudi varlığının demografik korkusunu, Yahudilere karşılık özellikle Kudüs ve çevresinde Arap ve Müslümanların sayısındaki artışı yansıtıyor. Şeyh Jarrah ve Silvan’daki Al Bustan mahalleleri gibi Filistinli aileleri yerinden etme, mahalleleri ve yerleşim alanlarını boşaltma, evleri yıkma girişimleri, işin gerçek yüzünü yansıtıyor.

Koalisyon partileri arasında yaşanan siyasi anlaşmazlıklar nedeniyle yasanın mevcut haliyle veya bu oturumda önerilen değişikliklerle meclisten geçmemesi, tekrar meclise gelmeyeceği ya da bu ailelerin sıkıntılarının sona erdiği anlamına gelmez. Çünkü Yahudi varlığı, mücrim bir varlıktır, Filistin halkına karşı suç ve katliam işlemekten bir gün bile olsa vazgeçmemiştir, vazgeçmeyecektir. Evlerini yıkma, şehirlerinden ve köylerinden etme çalışmasını durdurmamış, duraksamayacaktır. Kutsallıklarını çiğnemekten ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İsra’sına tacizden çekinmemiştir, çekinmeyecektir.

İslam dünyasındaki yöneticilerin ihaneti ve suçlu Batı ülkelerinin desteği olmasaydı, Yahudi varlığı bu tür suçları işlemeye cesaret edemezdi. İslam ümmeti, bu hain yöneticilerin kökünü kazımak ve enkazları üzerine Peygamberimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelediği ikinci Raşidi Hilafeti kurmak için ivedi olarak harekete geçmelidir. Hilafet, Filistin’i kurtarmak ve Yahudi varlığını kökünden sökmek için ordularını seferber edecektir.

وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ * بِنَصْرِ اللَّهِ يَنصُرُ مَن يَشَاء وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ * وَعْدَ اللَّهِ لَا يُخْلِفُ اللَّهُ وَعْدَهُ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ “O gün müminler de Allah’ın yardımıyla sevineceklerdir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok esirgeyicidir. (Bu) Allah’ın vadettiğidir. Allah vadinden caymaz; fakat insanların çoğu bilmezler.” ^{[Rum 4-6]}