Bu Amerikan-Hindistan ajanı geçici hükümet, Ramazan ayında, Kur’an’ın indirildiği mübarek günlerde, Hilâfet isteyen binlerce oruçlu Müslümana barbarca saldırarak kanlarını akıttı! Bu hükümet, Kur’an ve Sünnet’e dayalı Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet talebinde bulunan Müslümanlara karşı zulüm ve baskı yönetimi seçerek, efendilerine olan sadakatini kanla mühürlemiştir!

Bu eşi benzeri görülmemiş saldırı, Mübarek Toprak Filistin’deki Mescid-i Aksa’da Salih Müslümanlara yönelik lanetli Yahudi varlığının devam eden barbarca saldırılarını akıllara getirmiştir. Ülkenin dört bir yanındaki Müslümanlar, Hilâfet’in yokluğunda ümmetin nasıl sahipsiz ve kimsesiz kaldığını derinden hissetmektedir.

Oruçlu birçok Müslümanın yaralanması ve tutuklanmasının yanı sıra İslam’a bağlı insanların yüreğini sızlatan iki önemli olay yaşanmıştır: Birincisi, güvenlik güçlerinin ses bombası saldırısında yaralanan iki kişi, acil tedavi için Dhaka Tıp Fakültesi’ne götürüldü. Ancak onları hastaneye götüren iki kişiyle birlikte toplam dört kişi burada gözaltına alındı. İkincisi, polis saldırısı sırasında bir Müslüman yere yığıldığında, nereden geldiği bilinmeyen bir rikşa sürücüsü polise katılarak acımasızca onu vurmaya başladı! Bunun üzerine ordu mensupları onu tutuklayıp DB polisine teslim ettiler, ancak sözde devrimci Danışman bizzat devreye girerek onu kurtardı. Bu olay sosyal medyada hızla yayılınca, Danışman Facebook’ta bu suçluyu bir kahraman olarak nitelendiren bir paylaşım yaptı. Ama biz bu aptal ajanlara sesleniyoruz! Zalim Hasina’nın sonunu unutmayın! Aynı akıbeti yaşamamak için ibret alın! Onlara bir kez daha hatırlatıyoruz! Hizb-ut Tahrir, yalnızca bir siyasi hareket değil; toplumun her kesimine kök salmış, cesur ve yetenekli gençleri bünyesinde barındıran, güçlü insanların desteklediği bir partidir! Bu yüzden eğer kendilerini düzeltmezlerse, Hasina’nın kaçtığı gibi onlar da bir gün kaçmak zorunda kalacaklardır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَمَنْ لَمْ يَتُبْ فَأُولَئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ “Kim de tövbe etmezse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.” ^{[Hucurat 11]}

Ey güvenlik güçleri! Tarih sizi hangi safta yazacak? Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

لَا طَاعَةَ فِي مَعْصِيَةٍ إِنَّمَا الطَّاعَةُ فِي الْمَعْرُوفِ “Allah’a isyanda itaat olmaz. İyilikte ancak itaat olur.” ^{[Buhârî ve Müslim]} Yine Rasûlullah SallAllahu Aleyhi Sellem şöyle buyurdu:

لَا طَاعَةَ لِمَنْ عَصَى اللهَ “Allah’a isyan eden kimseye itaat etmek yoktur” ^[Ahmed] Yani Allah’ın emrine aykırı hareket eden yöneticilere itaat etmek haramdır. Raşidi Hilafet ve Hulefa-i Raşidin Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali RadıyAllahu Anhum’un Müslümanlar için tartışmasız canlarından bile daha kıymetli olduğunu muhakkak biliyorsunuz. Öyleyse, Raşidi Hilafet talebini bastırmanın ne kadar utanç verici olduğunu kendinize bir sorun. Ve bilin ki, Hizb-ut Tahrir liderliğinde Hilâfet’in yeniden kurulması, Allah’ın izniyle sadece bir zaman meselesidir. Ey zulmedenler! Eğer tövbe etmez, Hilâfet için mücadele eden siyasi aktivistleri tutuklamaya, onlara baskı yapmaya ve saldırmaya devam ederseniz, bilin ki bu yaptıklarınız unutulmayacaktır! Hilâfet yönetimi geldiğinde, adaletin terazisinde yargılanacaksınız. Ve bu dünyadan kaçıp kurtulsanız bile, Allah’ın azabından kaçamayacaksınız!

وَقَالُوا رَبَّنَا إِنَّا أَطَعْنَا سَادَتَنَا وَكُبَرَاءَنَا فَأَضَلُّونَا السَّبِيلَا “Ey Rabbimiz! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar, derler.” ^{[Ahzab 67]}

وَقَالَ الَّذِينَ اتَّبَعُوا لَوْ أَنَّ لَنَا كَرَّةً فَنَتَبَرَّأَ مِنْهُمْ كَمَا تَبَرَّءُوا مِنَّا كَذَلِكَ يُرِيهِمُ اللهُ أَعْمَالَهُمْ حَسَرَاتٍ عَلَيْهِمْ وَمَا هُمْ بِخَارِجِينَ مِنَ النَّارِ  “Uyanlar: “Keşke bizim için dünyaya bir dönüş olsa da, bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsak” derler. Böylece Allah onlara, hasretini çekecekleri işlerini gösterir. Onlar cehennemden çıkmayacaklardır.” ^{[Bakara 167]} Hasina’nın ardından, ona sadakatle bağlı olan yozlaşmış güçlerin nasıl bir felakete sürüklendiğini eminiz hâlâ hatırlıyorsunuz!

Ey İslam ümmetin ordudaki samimi evlatları! Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ “İmam ancak bir kalkandır. Arkasında savaşılır ve onunla korunulur.” ^[Müslim] Siz de bu vahşi saldırılara bizzat şahit oldunuz! Çünkü sahada sizin de meslektaşlarınız vardı! İslam ümmetinin kanı ve egemenliği, bu akılsız ajan yöneticilerin elinde güvende değildir. Halkın güvenliğini sağlamakta sürekli başarısız oluyorlar. Ama Amerika ve Hindistan’a yaranmak için oruçlu Müslümanların kanını dökmekte hiç tereddüt etmiyorlar! Sizler, İslam ümmetinin evlatlarısınız ve elinizdeki askeri güç ile bu zulmü sonsuza dek ortadan kaldırabilirsiniz. İslam’a gönül vermiş insanların bugünkü “Hilâfet Yürüyüşü” ile size yönelttiği çağrıya karşılık verin ve Hizb-ut Tahrir’e nusret vererek Nübüvvet metodu üzere Hilâfetin kurulmasına yardımcı olun. Öncünüz Sad b. Muaz’ın izinden gitmelisiniz. Şunu bilin ki, Medine’de Sad b. Muaz liderliğindeki askeri güç, kâfir lider Abdullah bin Übeyy’e olan desteğini ve korumasını geri çektiğinde o zalim güçsüz ve etkisiz bir figüre dönüşmüştü! O halde haydi siz de ümmetin gerçek liderliğine nusret verin ve ihanet şebekelerini tarihe gömün! Bilin ki, ancak İslam galip geldiğinde, ümmet tek bir safta birleşecek ve gerçek tekbir yeri göğü inletecektir!

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا للهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}