Avustralya hükümeti, Afganistan’da Avustralya askerlerinin işlediği iddia edilen savaş suçlarının ayrıntılarını yayınlamaya hazırlanıyor. Son yıllarda Afganistan’daki hizmetlerinden dolayı madalya kazananlar da dâhil olmak üzere Avustralyalı birliklerine yönelik Afganistan’da görevi kötüye kullanma ile ilgili suçlamalar arttı. Avustralya hükümeti, ayak sürüdü ve bu tanıklıkları yok etmek için her türlü çabayı gösterdi. Zoraki de olsa Avustralya hükümeti, şimdi savaş suçları soruşturmasının “redakte edilmiş”bir versiyonunu yayınlayacak. Hizb-ut Tahrir / Avustralya, bu bağlamda şunları vurguluyor:

1- Afganistan işgali müttefiklerinin geride bıraktığı yıkımın tanıtıma ihtiyacı yok. Avustralya, bu çabanın bir parçasıdır, bütün bir ulusun toptan yıkımından sorumludur. Gönüllü hazırlanan rapor, Afgan halkına karşı işlenen suçu hafifletmeyecektir.

2- Afganistan’da yaşanan dehşet, bilinen bir gerçektir. Tüm şehirlerin yerle bir edilmesi, Hiroşima’dan bu yana yaşanan en yıkıcı silahların kullanılması, işkence odalarının kurulması, Bagram hava üssü, şüphelilerin ülkeler arasında yasadışı transferi programları, ölüm çizelgeleri, ahlaksız askerler için anıtlar dikilmesi, herkes tarafından bilinen gerçeklerdir. Dünya, ilk elden yaşananların doğasını veya büyüklüğünü öğrenmek için bir soruşturma beklemiyor.

3- İddia edilen savaş suçları için kendisini soruşturan Avustralya’ya kesinlikle güven olmaz. Ulusal güvenlik temelinde Avustralya, Afganistan’da işlediği gerçek dehşeti asla kabul etmeyecektir. Aynı şekilde Barack Obama da Irak Abu Gurayp’da işlenen en iğrenç suçların görüntülerinin yayınlanmasını engellemiştir.

4- Bu tür incelemeler, tokenistik, itibarı kurtarma manevralarından başka bir şey değildir. Günah keçisi olarak bireyler feda edilecek, iyileştirme vaatleri sunulacak, en yüksek standartların güvenceleri tekrarlanacaktır. Ancak Avustralya savaş makinesinin çirkin gerçekliği hız kesmeden devam edecek, sevecen bir yardımseverlik örtüsüne bürünecek ve içi boş bir yargı süreci ile daha da gerçekliğe kavuşacaktır.

5- Avustralya eski Başbakanı John Howard, Irak işgalinin neden olduğu felaket nedeniyle “özür” diledi. George W. Bush, istihbaratın “yanlış” olduğunu kabul etti. Bu açıklamalar ve basmakalıp özürler, milyonlarca hayata ve yok edilen bütün ulusa karşılık içi boş ve hiçbir anlam ifade etmeyen sözlerdir. Hiçbir zaman bir hesap verebilirlik olmadı, suçluların soruşturmaya maruz kaldığını görmedik. Hiç şüphe yok ki, Scott Morrison da zorda kaldığında bu geleneği genişletecektir. Soruşturmanın sonuçlarını önceden formüle edildiğini görmek şaşırtıcı değildir. Morrison daha önce yaptığı açıklamada, “Burada bazı rahatsız edici davranışlar söz konusu, ancak bunu alıp üniforma giyen herkese uygulayamayız ve eğer böyle yaparsak, çok haksızlık yapmış oluruz.”dedi.

6- Öyle görünüyor ki Avustralya savaş suçlarının soruşturulması, Avustralya askerlerinin Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanma olasılığını baltalamanın bir çabasıdır. Amerika, askerlerine karşı dava açmaları durumunda aynı mahkemenin yargıçlarını tehdit etmişti. Amerikan örneğinden hareketle Avustralya da ICC’yi atlatmaya çalıştı. Avustralya’nın işlediği suçları sadece Avustralyalıların araştırabileceği konusunda ısrar etti. ICC güvenirlikten yoksundur, ancak Avustralya da diğer ülkeler gibi muamele gördüğünü iddia ediyor, bu, katlanılması zor bir meseledir.

7- Dünya umutsuzca yeni bir davranış tarzına ihtiyaç duyuyor. Hem Doğu’da hem de Batı’da çok uzun süre suçlu devletler mutlak cezasızlıkla hareket ettiler. İkinci Dünya Savaşı sonrası düzeni tanzim etmek için kurulan uluslararası örgütler, bu gücün bir uzantısı olarak ortaya çıktılar. Savaştan sonraki on yıllar, insanoğlunun bildiği en büyük zenginlik ve güç transferlerinden birine tanık oldu. Kurbanı en fakir ve en yoksullar oldu.