- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Küfrün Başı ABD Başkanı Trump’dan Övgü Almak Bir Utanç ve Bir Zillet Vesikasıdır!
Haber:
Amerikan Başkanı Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gazze'de anlaşma için yoğun çaba harcadığını belirterek; "Kendisi şahane biri. Çok güçlü bir lider. Hamas ona büyük saygı duyuyor." İfadelerini kullandı.
Yorum:
Küfrün mızrak başı Trump, ihanet içeren yirmi maddelik ateşkes anlaşmasını kamuoyuna ilan etmesinin, Arap ve Müslüman ülkelerinin tamamının anlaşmayı desteklediğini, dünyanın da bu yönde bir irade ortaya koyduğuna işaret etmesinin hemen ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, kalıcı barışın sağlanması için bu anlaşmanın önemli bir adım olduğunu söyledi. Yine aynı şekilde MİT Başkanı İbrahim Kalın’ı, Katar’a Hamas’ı ikna etmek için gönderen Erdoğan, Hamas’ın olumlu yanıt vermesinin ardından X hesabından paylaştığı mesajında, Hamas’ın Gazze’de ateşkesin tesisine yönelik plana verdiği yanıtın, kalıcı barışın sağlanması noktasında yapıcı ve önemli bir adım olduğunu ifade etti. Devamla şimdi yapılması gerekenin “İsrail’in” tüm saldırılarını derhâl durdurması ve ateşkes planına uymasının, Gazze’ye insani yardımların ulaştırılması ve kalıcı barışın sağlanması adına tüm adımların vakit kaybedilmeden atılmasının, küresel vicdanı derinden yaralayan bu soykırım, bu utanç tablosunun artık son bulmasını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca Amerikan menşeli yüzde 80’i işgal edilmiş ve geri kalan küçük bir bölgede sembolik Filistin devletini öngören “İki Devletli Çözüm” planının hayata geçirilmesi için tüm imkânların kullanılarak mücadele edilmesinin sözünü verdi.
Erdoğan’ın bu söylemleri Amerika’nın siyasi yörüngesinde döndüğünün, onun çıkarlarına hizmet ettiğinin, Filistin davasına ve Hamas’a ihanet ettiğinin açık bir belgesidir. Erdoğan’ın tüm gayreti, kıble edindiği Amerika’yı razı ve memnun etmek içindir. İşte Amerika ve batıyla hareket eden bu tür yöneticiler sayesinde işgalci Yahudi varlığı 1948’den günümüze kadar işgal ve katliamlarına devam ediyor. Canlı cansız ne varsa her şeyi yakıp yıktı. Tabiri caizse taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmadı. İşte bu yöneticiler bu barbarlığı ve vahşeti sadece seyrediyor. Öyleyse sessiz kalan, seyreden, ümmetin izzet ve şerefini diplomasi masalarında meze yapan ve Yahudi varlığına demir kubbelik yapan bu yöneticiler bu işgali ve zulmü durdurabilir mi?
İşte “İsrail”, kendisini durduracak bir güç görmediği için durmuyor, işgal ve katliamlarına devam ediyor. İslam beldelerinin bölünmüşlüğü, tüm teknolojik gelişmiş silahlara sahip olan orduların pasifliği, yöneticilerin korkaklığı ve acziyeti bu işgalin en büyük dayanağıdır. Bu yüzden Yahudi varlığı şunu çok iyi biliyor: Müslümanlar birleşmedikçe, tek bir siyasi otorite etrafında toplanmadıkça, dilediğini yapabilir. Öldürebilir, katledebilir. İşte bu yüzden bu aşağılık varlık durmuyor.
Yine aynı şekilde bugün her ümmet parçası ayrı bir başın peşinde koşarken, düşman tek bir plan etrafında hareket ediyor. “İsrail” saldırıyor, katlediyor, öldürüyor, soykırıma tabi tutuyor fakat ümmetin başı yok! Amerika ve sömürgeci batılı devletler ümmetin beldelerini işgal ediyor, servet ve zenginliklerini yağmalıyor sömürüyor, ümmetin ordusu yok! Zalimler kan döküyor, bunun hesabını soran güçlü, siyasi bir lideri yok!
Bununla birlikte Gazzeli Müslümanları yalnız ve çaresiz bırakan, ümmetin meşru taleplerini görmezden gelen, fakat Amerika’nın taleplerini anında yerine getiren, Gazze’deki zulmü ve işgali sonlandırmak için somut hiçbir adım atmayan Erdoğan’ın, hizmetkârı olduğu kâfir Trump’tan, övgü dolu sözler alması bir utanç ve bir zillet vesikasıdır. Fakat bu tür yöneticiler zilleti, itibar, izzet ve şeref saymaktadırlar. Nitekim geçtiğimiz günlerde ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio "Türkiye’nin de aralarında bulunduğu diğer bütün ülkeler, bizden bu işlere dâhil olmamızı adeta yalvararak istiyor. Bu insanlar istediklerini söyleyebilir ancak günün sonunda bir şeyin halledilmesini istediklerinde Beyaz Saray’a geliyorlar. Hepsi Trump'la konuşmak, onun sorunu çözmesini istiyor. Gerçek şu ki, bugün bile devam eden toplantılarımız var ve liderler bu toplantıların bir parçası olmak için adeta yalvarıyor. 'Bizi de dâhil edin, beş dakika el sıkışma imkânı sağlayın diye arıyorlar” dedi.
اَلَّذٖينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرٖينَ اَوْلِيَٓاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنٖينَۜ اَيَبْتَغُونَ عِنْدَهُمُ الْعِزَّةَ فَاِنَّ الْعِزَّةَ لِلّٰهِ جَمٖيعًاۜ
“Müminleri bırakıp kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah'a aittir.” (Nisâ 139)
Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan gerekse de diğer İslam ümmetinin yöneticileri olsun bu kâfirler tarafından devamlı olarak aşağılanmaya alışkındırlar. Bu hal onlarda bir karakter haline gelmiştir. Bu yöneticiler alçaldıkça alçalmışlardır. Artık bunlar için bir sınır dahi kalmamıştır.
Dolayısıyla ümmetin artık bu tür ikiyüzlü yöneticilerden kurtulmasının zamanı gelmiştir.
Vakit ümmetin yeniden izzet ve şeref kazanacağı Hilâfet’in kurulması vaktidir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Yılmaz Çelik