Logo
Bu sayfayı yazdır
Cihad ve Fetihler İçin Can Atan Ümmet, Ruveybida Yöneticiler Tarafından Zincire Vurulmuştur!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Cihad ve Fetihler İçin Can Atan Ümmet, Ruveybida Yöneticiler Tarafından Zincire Vurulmuştur!

Haber:

Medya organları, ABD Başkanı Trump'ın, Afganistan'dan Bagram Hava Üssü'nü teslim etmesini talep eden açıklamalarını aktardı. Afgan ordusu komutanının “Afgan topraklarının bir karışı üzerinde bile anlaşmak imkansızdır” şeklindeki açıklaması sosyal medyada büyük bir yankı uyandırdı.

Yorum:

Bir Müslüman, bu dünyada sanki sonsuza dek yaşayacakmış gibi çalışmasını sağlayan ama her an bu dünyayı ayaklarının altına almaya hazır olan güçlü bir akideye sahiptir; çünkü Müslüman bu dünyada kendini ahiret için hazırlanan bir yolcu olarak görür.Bu yüzden Müslüman gençlerin her zaman Allah yolunda cihat etmeyi ve şehadeti talep etmeyi arzuladıklarını görürüz; zira mücahit, canını avucunda taşır ve canını, genişliği gökler ve yer kadar olan cennet karşılığında Allah'a satmıştır.

İslam ümmetinin, işlerinin gözetilmesinde ve İslam sancağının taşınmasında bu akideyi doğru bir şekilde uygulayan bir devletinin olduğu gün Romalıları, Persleri, Haçlıları ve Tatarları hezimete uğratmasını sağlayan işte bu savaş akidesidir. Nitekim terazinin iki kefesindeki davet ve cihat, onun önündeki tüm engelleri yıkmayı garanti ediyordu. Dolayısıyla cihat, ordunun akidesi ve İslam'ı yaymanın metodu olup devletin düşmanlarına karşı izlediği politikanın temelini oluşturuyordu; bundan sonra yapılan her türlü siyasi anlaşmalar ve müzakereler kılıçların gölgesi altında oluyor ve ümmet bu anlaşma ve müzakerelerde tüm şartlarını dayatıyor ve düşmanları da ona boyun eğiyordu.

Ancak ne yazık ki Hilafet Devleti'nin yıkılması ve kafirlerin başımıza ajan bekçilerini dikmesinin ardından cihadı başlatacak, orduları harekete geçirecek ve İslam'ın yayılması için hazırlık yapacak bir Halife kalmadı; aksine Allah yolunda cihat, onları organize edecek, gözetecek ve koruyacak bir devlet olmaksızın muhlis bireyler ve gruplar tarafından yürütülen bireysel ameller olarak kalmaya devam etti ve onların gücü, zalimler için bir ateş ve ümmetin gölgesini aydınlatan bir ışık haline geldi.Ayrıca Müslümanların siyasi işleri artık onun dışındakiler tarafından yönetiliyor ve mücahitlerin fedakarlıkları, Müslümanların başındaki yöneticilerin ve aynı şekilde Batı'nın saraylarının koridorlarında kaybolup gitmektedir.Filistin, Cezayir, Irak, Mısır, Afganistan ve Suriye'de buna dair birçok kanıtlar vardır.

Afganistan mücahitlerinin işgali bozguna uğratarak elde ettikleri zafer, Allah'ın şeriatıyla hükmeden bir devlet olan Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet ile sonuçlanmalıydı; zira Müslümanların hayati meselesi, şeriatın ikame edilmesi ve siyaset, yönetim, ekonomi, içtimai, iç ve dış işleri gibi hayatın her alanında şeriatla hükmedilmesidir; tıpkı Allah'ın Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Medine-i Münevvere'de yönetimi teslim aldığında yaptığı gibi. Aslında Amerika, Rusya ve diğer Müslüman ülkelerin kollarını koparacak olan işte bu yoldur.Nitekim Hizb-ut Tahrir, Taliban hükümetine Kur'an ve sünnetten istinbat edilmiş ayrıntılı bir eylem planı ve bir anayasa sunmuş ve kendisini Afganistan'ı, komşularını ve tüm ümmeti kalkındırmayı garanti eden gerçek İslami siyasi bir projenin sahibi olarak sunmuştu; gör bakalım bundan sonra Amerika üs talep etmeye cesaret mi edecekti yoksa İslam Devleti'nin kendisine yönelik şiddetinden vazgeçmesi için yalvaracak başka sözleri mi olacaktı?

Ancak ne yazık ki o bunu reddetmiş ve Afganistan'ı sınırlandırarak onu, büyük küresel bir güç olması yerine bir emirlik haline getirmede ısrar etmiştir!

Ordu komutanının açıklamalarında benim dikkatimi çeken şey, aslında onun sözlerinde ortaya çıkan izzet esintisinden dolayı Müslümanların genel olarak gösterdiği tepkiler ve duydukları sevinçti. Umarım bundan sonra hiçbir şey bunu silmez!

Evet, tüm ümmet, hayırla karakterize olmuş hareketlerden veya kendilerinde hayır olduğunu düşündüğü şahıslardan ortaya çıkan zaman zaman esen izzet esintilerinden dolayı sevinç duymaktadır ancak onlar bunları, sarayların eşiklerinde İslam'ın örtüsünü çıkarıp sırtlarının arkasına atarak ümmeti aldatmaktadırlar.

Bu sevinç, genel olarak Müslümanlarda hayat olduğunun, yoğun arzusunun ve aşağılanma ve boyun eğme dönemini sona erdirecek ve bizleri dünyayı adaletle yöneten en hayırlı ümmet olmaya geri döndürecek gerçek bir dönüş ve köklü bir kalkınma yolunda en değerli şeylerini feda etmeye ve cihat etmeye hazır olduklarının delilidir; bu ise aziz olan Allah’a hiç de zor değildir. Umulur ki bu yakında gerçekleşir de böylece muhlis mücahitlerin kanı muhlis yöneticilerin kararlarıyla birleşir ve ümmet, Halid'in kılıcı ve Ömer ile Ebu Bekir'in (Allah hepsinden razı olsun) hikmetiyle düşmanlarına bir darbe indirir.

Allah'ım bizi istihdam et, bizim için göz aydınlığı kıl ve bizlere, bizim Seni razı edeceğimiz ve Senin de bizden razı olacağın şeylerin müjdesini ver ki o da Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafettir. Ey verenlerin en cömerdi ve icabet edenlerin en hayırlısı.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Beyan Cemal

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.