Logo
Bu sayfayı yazdır
Amerika'nın Müslüman Ülkelerdeki Askeri Üsleri, Bir İşgaldir!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Amerika'nın Müslüman Ülkelerdeki Askeri Üsleri, Bir İşgaldir!

Haber:

Bu ayın 23'ünde İran, Katar'daki Amerikan üssüne füze saldırısı düzenlediğini açıkladı; Katar ise hava savunma sistemlerinin El Udeyd üssünü hedef alan füze saldırısını başarıyla engellediğini vurguladı ve bu saldırıyı egemenliğe ve hava sahasına yönelik açık bir ihlal ve uluslararası hukuka aykırı olarak nitelendirdi. Ayrıca, “bu açık saldırının şekli ve boyutuna uygun şekilde doğrudan yanıt verme hakkını” saklı tuttuğunu da belirtti.

Yorum:

İran'ın Katar'daki Amerikan üssünü bombalamasıyla yanıt vermesinin ardından haberler, saldırının ayrıntıları, gerekçeleri ve İran ile Yahudi varlığı ve Amerika arasında birkaç gündür süren savaş bağlamında ele alındı. Ancak asıl tehlikeli olan, belki de saldırının kendisinden daha tehlikeli ve daha önemli olan Katar'da Amerikan üssünün varlığıydı.Bundandaha da tehlikeli olan ise, bu üssün varlığıyla, dahası genel olarak Amerikan üsleriyle, Müslüman ülkelerde ve özellikle de bölgemizde bu üslerin varlığının ciddiye ve ağırlığıyla orantılı olmayan bir düzeyde bir arada yaşamaktır.

Nitekim insanlar arasında egemen olan ve hala da olmaya devam eden izlenim, insanlar arasında sömürgeciliğin yerini çok yönlü, askeri olmayan bir sömürgecilik şeklinin aldığına dair genel bir bilincin olmasına rağmen, sömürgeciliğin geçen yüzyılın ortalarında askeri olarak ortaya çıkmış olmasıdır; ancak bu izlenimin, bölgedeki Amerikan üslerinin varlığı ışığında incelenmesi, daha doğrusu düzeltilmesi gerekmektedir.

Katar, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Irak, Suriye ve Türkiye'de bulunan Amerikan askeri üslerinin gerçekliği, fiili bir askeri işgal ve düşmanın İslam beldesinin kalbinde konuşlanmasıdır. Bu üslerin varlığının, yöneticilerin savunma amaçlı anlaşmalar olarak adlandırdıkları gerekçeler dışında bir açıklaması yoktur. Bu gerekçeler ise, üslerin bulunduğu ülkelerin sadece İslam coğrafyasıyla çevrili olması gerçekliğiyle geçersiz kılınan gerekçelerdir. O halde bu anlaşmalar kime karşı?! Aynı şekilde bunu, son on yıllarda, üslerin sahibi olan Amerika'nın ve onun üvey evladı Yahudi varlığının yaptığı ve yapmaya devam ettiği gibi Müslümanların kanını döken ve onlara saldıran bir düşmanın olmadığı gerçekliği de yalanlamaktadır. Nitekim ajanlık ve ihanet bataklığına saplanmış yöneticilerin, askeri sömürgeciliği gerektirse bile koltuklarını korumak için halklarına karşı Amerika'ya bel bağlamaları resmi netleştirmektedir.Korkutma tehditlerine gelince; herkesin bildiği gibi bunun dizginlerinin de Amerika'nın elinde olduğunu çok iyi biliyorlar.

Bu askeri üsler, işgal güçleri olup varlıkları bile egemenliğin ihlalidir. Katar'ın iddia ettiği gibi, bu üslere dokunmak devletin egemenliğine dokunmak değildir. Zira bu, sadece bu üslere saldırıldığında ortaya çıkmaktadır. Bu arada bu üsler Müslüman ülkelere ölüm, bombardıman ve yıkım gönderdiğinde sahipleri ise ortadan kaybolup sessiz kalmaktadırlar. Tıpkı Afganistan, Irak ve Suriye'de ya da Gazze'deki çocukların başlarına yağdırsınlar diye Yahudi varlığına mühimmat ve lavlar tedarik ettikleri gibi.Müslümanların başındaki yöneticiler, bu şekilde nasıl büyük bir günah işlediler ve sadece sömürgeciliğin ajanları olmakla kalmayıp aynı zamanda beldeyi tekrar işgal etmeleri için onun askerlerini getirerek nasıl bir ihanet işlediler!

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Yusuf Ebu Zer

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.