Logo
Bu sayfayı yazdır
Müjdeler ve Başarıların Gerçekleşmesi Üzerindeki Etkileri

بسم الله الرحمن الرحيم

El-Raye Gazetesi

Müjdeler ve Başarıların Gerçekleşmesi Üzerindeki Etkileri

-Sayın Esma el-Cabe’nin Kaleminden-

Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in eşi Hatice Radıyallahu Anha ile amcası Ebu Talib aynı yıl vefat etti ve bu yıl, hüzün yılı olarak isimlendirildi. Zira Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, maddi destek ve dayanağını kaybettiği için iki hüznü birden yaşadı. Dolayısıyla genel hayatta, Kureyş ile kardeşinin oğlu Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem arasında bir kalkan ve bariyer gibi olan Ebi Talib’in yerinin boşalmasının ardından onu sıkıntılar ve baskılar bekliyordu. Aynı zamanda ev, güven ve sükûnet sembolü şefkatli ve merhametli saliha bir eşten yoksun hale gelmişti. İşte şiddetli şartların yaşandığı böyle bir zamanda İsra ve Mirac olayı gerçekleşti. Bu olay, yalnızlığını kaldırdı, üzgün olan kalbi güven buldu ve yolunda ilerleme kararlılığını motive etti. Allahu Teala onunla olduğu sürece hangi güç onu durdurabilirdi ki? 

Hicret yolculuğunda, Müşriklerin darbesinden korumak için ilahi bir güç müdahale ederek neredeyse Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in amacını mahvedecek olan Süraka’nın bineğini aciz bıraktı ve ona imkân verdi. Bu mucizevi durum karşısında, Kerim Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem eğer geri dönüp sırrını ifşa etmez ise Süraka’ya Kisra’nın bileziklerini vaat etti.  Süraka ise bu garip vaadi tasdik etti. Evet, bu adamın insan üstü bir güç tarafından korunduğunu görünce onu tasdik etti.

Kisra’nın bilezikleriyle ilgi bu vaat, Pers ülkesinin fethedileceğine ve o vakitler dünyaya egemen olan iki güçten birinin komutanı Kisra’nın yenilgiye uğrayacağına dair müjdeye işaret ediyordu. Nitekim o tarihten yirmi küsur yıl sonra müjde gerçekleşti.  

Roma ve Kostantiniye’nin müjdesi ise uzun zaman sonra gerçekleşti ama sahabenin Rumların Persler üzerinde zafer elde edeceğine, Müslümanların umre için giremedikleri Mekke’nin ve Şam’ın fethi müjdesine ve Filistin topraklarındaki Sebte Halil toprağının Temim ed-Dâri’ye ikta edilmesinin uygulanacağına dair inancı hiç azalmadı…

Hakim, Abdullah İbn-i Amr’ın şöyle dediğini rivayet etti: بَيْنَمَا نَحْنُ حَوْلَ رَسُولِ اللهِ صلى الله عليه وسلم  نَكْتُبُ، إِذْ سُئِلَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم: أَيُّ الْمَدِينَتَيْنِ تُفْتَحُ أَوَّلًا: قُسْطَنْطِينِيَّةُ أَوْ رُومِيَّةُ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم: «مَدِينَةُ هِرَقْلَ تُفْتَحُ أَوَّلًا، يَعْنِي قُسْطَنْطِينِيَّةَ “Biz Rasulullah [SallAllahu ‘Aleyhi ve Sellem]’in yanında yazıyorken O’na şöyle soruldu: Bu iki şehirden hangisi önce fethedilecek: Rasulullah [SallAllahu ‘Aleyhi ve Sellem] şöyle cevap verdi: “Evvelâ Hirakl’in şehri, yani Kostantiniye fethedilecektir.” [Ez-Zehebi Telhis’te ve Albâni Silsile’de sahihledi.]

Evet, bu iki şehrin fetih müjdelerinin gerçekleşmesi çok uzadı ama Müslümanlar buna olan inançlarında hiç şüphe duymadılar. Zira Sâdıku’l Musaddak asla hevasından konuşmaz, ancak vahiyle konuşur.  

Sonra Halifeler, bu müjdenin kendi elleriyle gerçekleşmesine hırs gösterdiler ve belki onlardan biri Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in bu azim fethi gerçekleştiren kişi hakkında bahsettiği övgüye mazhar olabilirim diye hamle üzerine hamle yaptılar. İmam Ahmed Müsned’de ve Hakim Müstedrek’te Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet ettiler: لَتُفْتَحَنَّ الْقُسْطَنْطِينِيَّةُ، فَلَنِعْمَ الْأَمِيرُ أَمِيرُهَا، وَلَنِعْمَ الْجَيْشُ ذَلِكَ الْجَيْشُ “Kostantiniye elbette fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel bir komutandır, o ordu ne güzel bir ordudur.”

Kafir Ortodoksların başkenti Kostantiniye’nin fethi müjdesi gerçekleşince yeryüzünde eziyet gören Müslümanların kalbine bir şifa ilacı gibi geldi. Zira toprakları gasp edilmiş, Sultanları kaçırılmış, onurları zedelenmiş ve güvenlikleri kaybolmuştu. Dolayısıyla bu müjdenin gerçekleştiği yıldönümün yaşatılması, Müslümana içine saplandığı bu bataklıktan kurtulma umudu veriyor, daha da uzak kalkınmanın gerçekleşmesiyle ilgili yeni bir canlılık kazandırıyor, dahası Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in aynı hadiste müjdelediği Katoliklerin başkenti Roma’nın fethiyle ilgili hak olan ikinci müjdeyi gerçekleştirmesi için Müslümanı motive ediyor. Evet, kalkınmanın ve müjdelerin gerçekleşmesi keyfiyeti hakkında düşünmek büyük bir motivasyondur. Çünkü bunların gerçekleşmesi olağanüstü bir hazırlık gerektirir. Zira Kostantiniye’nin fethi, ilk İslam Devleti’nin kurulmasından 857 yıl sonra gerçekleşti ve uzun bir döneme yayılan uzun bir cihad döneminin ve büyük fetihler silsilesinin doruk noktası oldu. Nitekim müjde kendi elleriyle gerçekleşen Fatih’in, fikri, kültürel, teknik ve duygusal olarak mükemmel bir hazırlık yapması, bu azim müjdeyi gerçekleştirmesine neden oldu. Dolayısıyla müjde haktır ama onun gerçekleşmesi temenni ve hayallerle olmayacaktır. Evet, İslam Devleti’nin varlığına ve dünya üzerindeki egemenliğine rağmen bu o kadar kolay ve basit olmadı. Ardından Roma’nın fethi müjdesinin gerçekleşmesi sebeplere bağlanmayı gerektirir. Bu sebeplerden ilki: İman eden ve dinlerine, Rablerine ve kendilerine karşı sadık, sabırlı, bilinçli ve güvenen adam gibi adamların olmasıdır. Zira onlar, dünyanın geçici olduğunu ve hedeflerin uyku ve tembellikle değil ciddi olarak çalışmakla gerçekleşeceğini bilirler. İşte o zaman ikinci sebep gelir ki o da, bu açık fethi gerçekleştirmeye muktedir olacak yapıyı tekrar kurmaktır. Evet, Hilafet Devleti’ni yeniden kurmak ve İslami hayatı yeniden başlatmak, gasp edilen İslam ülkelerini kurtarma ve azim fetihleri gerçekleştirme yolunun ilk adımıdır. Haydi bakalım Rasulümüzün müjdelerinin ellerimizle gerçekleşmesiyle onur duyacağımız bu şerefe kim nail olacak.

Kostantiniye’nin fethinin yıldönümünde bizler, Allah’ı ve Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i seven, Muhammed Fatih ve onun kahramanlıklarıyla övünen herkesi, ciddiyetle kolları sıvamaya, Nebevi müjdeleri gerçekleştirmek için çalışan hayırlı kervana katılmaya ve büyük bir kurtuluşa nail olmaya çağırıyoruz. Ayrıca Hizb-ut Tahrir’in tüm erkek ve kadın gençlerini, kalkınma ve kurtuluş yolunu göstermek için ümmetin ön saflarında olmaya çağırıyoruz.  Ayrıca hizibleri kadar ciddi ve özverili olmalarının yanı sıra Allah’ın samimi ve cesur olarak gördüğü kimselerden olmaya çağırıyoruz. Böylece umulur ki Allah bizlere, nusret ve iktidar ihsan eyler ve bizleri, Kendi vaadi ve Nebisi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelerini gerçekleştirmekle şereflendirir. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَقُلِ اعْمَلُواْ فَسَيَرَى اللّهُ عَمَلَكُمْ وَرَسُولُهُ وَالْمُؤْمِنُونَ “De ki: ‘Çalışın! Çalışmanızı Allah da, Rasulü de, mü’minler de göreceklerdir.” [Tevbe-105] Yine Azze ve Celle şöyle buyurmuştur: وَعَدَ اللّٰهُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْاَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْۖ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ د۪ينَهُمُ الَّذِي ارْتَضٰى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ مِنْ بَعْدِ خَوْفِهِمْ اَمْناًۜ يَعْبُدُونَن۪ي لَا يُشْرِكُونَ ب۪ي شَيْـٔاًۜ وَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذٰلِكَ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ “Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar Bana kulluk eder ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” [Nur-55]

Evet, yakini iman ve alemlerin Rabbi için samimi ve ciddi bir şekilde yapılan salih amel, dünya ve ahiret hayatındaki hakkınızı almaya, dahası baki olan hayatı geçici olan dünya hayatına tercih etmeye sevk edecektir. O halde Hilafeti yeniden kuracak kimselerden olmayı aklınızdan çıkarmayın. Zira onlar, Yahudilerle savaşarak Beytul Makdis’i kurtaracaklar ve onların İsra ve Mirac topraklarındaki varlıklarını ortadan kaldıracaklardır. O halde neden Haçlı kafir Katoliklerin kalesi olan Roma’nın Fatihi olmayasınız ki? Dolayısıyla bu yüce hedefleri aklından çıkarmayın ve buna uygun ameller işleyin. İşte o zaman Allahu Tela bizden razı olacak ve bizlere, başarısını, nusretini ve iktidarını ihsan edecektir. Nitekim ilk müjde gerçekleşti. Nübüvvet Minhaci üzere İkinci Raşidi Hilafetin kurulması müjdesiyle de Müslümanlar, güvenlerini, emniyetlerini, heybetlerini ve izzetlerine geri dönecekler, ardından da birbiri ardına sonraki müjdeler gerçekleşecek, bunu gerçekleştirenler de şerefe, onura ve O’nun en büyük rızasına nail olacaklardır. Zira O, kerem sahibi ve çok bağışlayandır.       

Allah’ım, biz senin vaadine inanıyor ve Nebin Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelerini tasdik ediyoruz. Bizleri, sırf senin rızan için bunu gerçekleştirenlerden eyle. Biz bu hususta sadece senin rızanı diliyoruz. Allah’ım biz dua ediyoruz, Sen dualarımıza icabet et. Zira sen şöyle buyuruyorsun: ادْعُونِي أَسْتَجِبْ لَكُمْ “Bana dua edin, kabul edeyim.” [Mümin-60]

#İstanbulunFethi

#istanbul

Kaynak: 22/01/2020 tarihinde yayınlanan Raye Gazetesi’nin (270.) sayısı.

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.