Perşembe, 18 Ramazan 1445 | 2024/03/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Türk Lirasının Değer Kaybetmesi!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Türk Lirasının Değer Kaybetmesi!

Haber:

Türk lirası, ABD para birimi karşısında yılbaşından bu yana yüzde 45 ve sadece bu ay ise yüzde 29 değer kaybetmiştir. (2 Aralık 2021)

Yorum:

Gün be gün Müslümanların başına gelen olaylar ve felaketler, siyasi, ekonomik, mali ve askeri kararlarında gerçekten bağımsız olan saygın bir devlete ne kadar acil ihtiyacımız olduğunu ortaya koymaktadır.

Bu aciliyet hususunda, Türkiye Cumhurbaşkanı’nı destekleyen kitleler ile ona karşı çıkan veya onunla övünen kitleler arasındaki mevcut tartışmaya girmemeyi tercih ettim. Ancak acı verici vakıanın üzerinde durmayı ve görüş ve algıları, Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet’in gölgesindeki Raşidi İslami bir hayata yönlendirmeyi tercih ettim.    

Öncelikle enflasyon sorunu da dahil   dünyanın bugün tanık olduğu ekonomik krizlerin, bankacılık sistemi, anonim şirketlerinin yapısı, kağıt para sistemi, finansal piyasaları ve benzerleri gibi Kapitalist ekonomik sistemle ilgili sorunlar olduğunu söylemek istiyorum. Nitekim bunu, Allahu Teala’nın şu kavli doğrulamaktadır: وَمَنْ أَعْرَضَ عَن ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكاًKim de benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır.” [Taha-124]  

Dolayısıyla krizlerin, Kapitalist ekonomik sistem dahilinde çözülmesi doğru değildir ve imkansızdır. Bilakis onun köklü bir şekilde ortadan kaldırılması gerekir.

Mevcut para sisteminden kaynaklanan krizi kökten ortadan kaldırmak için, ister doğrudan altınla işlem yapmak şeklinde olsun, isterse herhangi bir kayıt veya koşul olmaksızın onun adına altına çevrilebilen kâğıt (paralarla) işlem yapmak şekilde olsun altına dayalı sisteme geri dönmek gerekmektedir. Zira bu, bir ülkenin diğeri üzerine hegemonyası olmaksızın ekonomik aktivitede istikrarı ve refahı sağlayan bir sistem olup böyle bir sistemde devlet nakit bloğun boyutunu artıramaz. Çünkü zorunlu kâğıt sisteminin aksine altın standardına bağlıdır.    

Madeni para sistemi, her şeyden önce şerî bir para sistemi olup aynı şekilde bu hususta varit olan şeri deliller dışında olması da doğru değildir; (detay için Abdulkadim Zellum Rahimehullah’ın yazdığı Hilafet Devleti’nde Maliye kitabına müracaat edilebilir.)     

Altın sistemine dönüş konusunun geçtiği söz konusu kitapta, müellifin “altın sistemine dönüş sözüne göre… aşağıdaki şekilde amel edilir:  

1- Kâğıt para basımının, hemen durdurulması.

2- Mali işlemlerde, altın para sistemine dönülmesi.

3- Altın ihraç ve ithali önündeki tüm kısıtlamaların ve altına karşı alınmış gümrük engellerinin kaldırılması.

4- Altını mülk edinmeyi, alımını, satımını ve altına dayalı işlemlerin yapılması konusundaki kısıtlamaların kaldırılması.

… Bu adımlar tek ve güçlü bir devlet tarafından atılırsa, onun başarısı; diğer devletlerin bu hususta ona tabi olup cesurca davranmasını sağlayacaktır. Bu da dünyanın altın sisteminin tedavüle yeniden dönmesi yönünde ilerlemesine yol açacaktır.

Hilafet Devleti dışında hiçbir devlet bunu gerçekleştirmeye daha layık değildir. Çünkü altın ve gümüş sistemine dönmek, onun açısından şerî bir hükümdür. Zira Hilafet Devleti, hidayet ve gözetim sorumluluğu itibarı ile dünyadan sorumludur.”

Kayda değerdir ki, İslam beldelerinde bulunan altın ve gümüş, Hilafet Devleti’nin altın ve gümüş sistemine dönmesi için oldukça yeterlidir. Ayrıca ümmet için gerekli olan tüm hammaddelerin İslam beldelerinde bulunmasının yanı sıra onu temel veya gerekli bir ihtiyaç olarak diğer emtialar için vazgeçilmez kılan şey, altının ithalat gerekçesiyle çıkışını sağlayacak olan husustur. İslam beldeleri aynı zamanda tüm dünya ülkelerinin ihtiyaç duyduğu petrol ve gaz gibi önemli emtialara da sahiptir ve Hilafet Devleti bunu altın karşılığında ya da ihtiyacı olan emtia karşılığında satabilir. Bu da devletin altın rezervlerinin artmasını sağlayacaktır.    

Bu, Allah’ın izniyle Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet’in gölgesinde gerçekleşecek olan İslami hayatın bir parçasıdır. Böylece bağımsızlık olacağı gibi aynı şekilde Allah’ın rızasına nail olmak için insanların servetlerinin gözetimi şerî hükümlere göre olacaktır.

Türkiye ve diğer Müslüman halklarımızdan hayrı seven her muhlis insanın, ekonomi ve yönetim alanındaki şeri sistemler konusunda bilgi sahibi olması ve bunların uygulanması için çalışması gerektiği gibi Laiklik ve vatancılık peşinde koşan ve uluslararası hukukun ve uluslararası toplumun kurallarına göre hareket eden Türkiye ve diğer İslam beldelerindeki mevcut rejimler yoluyla Kapitalist sistemin prangalarından kurtulmayı düşünmemesi ve hayal etmemesi gerekir.

Mesele çok ciddi olup hafife alınması veya stadyum taraftarları gibi ele alınması doğru değildir!

Zira bağımsızlık için ciddi bir şekilde çalışacak olan muhlis bir yöneticinin imajının Müslümanların zihinlerinde uzaklaşmasıyla durum daha da kötüleşecektir… O halde İslam ümmeti için Allah’tan korkun.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

M. Usame Es-Suveynî – Kuveyt

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER