Cuma, 19 Ramazan 1445 | 2024/03/29
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Ey Erdoğan! Yeter Artık Aldatıp Saptırdığın! Bizim Yahudi Varlığı İle Olan Mücadelemiz Varoluş Mücadelesi Olup Onunla Yapılan Her Türlü İlişki Bir İhanettir

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Ey Erdoğan! Yeter Artık Aldatıp Saptırdığın!
Bizim Yahudi Varlığı İle Olan Mücadelemiz Varoluş Mücadelesi Olup Onunla Yapılan Her Türlü İlişki Bir İhanettir

Haber:

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 25/12/2020 Cuma günü yaptığı açıklamada Türkiye’nin “İsrail” ile ilişkilerinin durmadığını ve ilişkiyi daha iyi bir seviyeye taşımayı umduklarını açıkladı ve şöyle bir eklemede bulundu: “Siyasi liderlerle bazı zorluklarla karşılaşıyoruz ve “İsrail”in Filistin politikasını kabul edemiyoruz. Bizim onunla anlaşamadığımız nokta işte budur. Aksi takdirde onunla olan ilişkimizi daha iyi bir hale getirmeyi umuyoruz!” (Anadolu Ajansı)

Yorum:

Türkiye Cumhurbaşkanı tarafından yapılan bu açıklamalar, gözlerdeki perdeyi kaldırmak ve Laik Türkiye rejiminin mübarek toprakları ve halkını kırmızı çizgi olarak savunduğunu iddia ettiği Filistin meselesini ortadan kaldırmak için uyguladığı aldatma ve saptırmayı dağıtmak için yapılmıştır. Sadece Amerikalı efendisinin çıkarlarına hizmet eden daha kaç tane kırmızı çizgi dağıtılıp rengi değiştirilecek ki?! Nitekim bunu Suriye, Libya ve Azerbaycan’da da açık bir şekilde gördük.

Laik Türkiye rejimi dünyayı, Arap rejimlerinin ihanetini ve Yahudi varlığıyla normalleşme döngüsüne girmelerini eleştiren gürültü, çığlık ve eleştirilerle doldururken, şimdi de bizzat kendisi ihanetin ve normalleşmenin alasını ilan ediyor. Zira Filistin halkına karşı uyguladıkları tüm cürüm ve küstahlığa rağmen Yahudi varlığı ile olan ilişkileri durdurmamaktadır. Nitekim bu ilişkiler, Filistin topraklarını gasp eden varlığın kuruluşunun ilan edilmesinden bu yana uzayıp gitmiştir.    

Ey Erdoğan! Yüzündeki maskeyi indir ve artık saptırmaktan ve aldatmaktan vazgeç. Şayet İsra ve Miraç toprakları olan kutsal toprakları savunmada samimi biri olsaydın, bu toprakları Yahudilerin şerrinden kurtarmak, halkının üzerindeki zulmü kaldırmak ve uzun zamandan beri iddia ettiğin adaleti gerçekleştirmek için ordunu harekete geçirirdin. Şayet bir mazeretin ve gerekçen varsa o zaman sana şunu soralım; bir gecede Karabağ, Şam, Irak veya Libya’ya harekete geçirdiğin orduyu Kudüs hak etmiyor muydu? Yoksa sizler orduyu, Amerika’nın çıkarları doğrultusundaki emirlere göre mi harekete geçiriyorsunuz?!

Yahudi varlığı ile olan mücadelenin bir varoluş mücadelesi olduğunu, Yahudi varlığının bekasının onu koruyan ve ümmetin ondan kurtulmak için ciddi bir şekilde harekete geçmesini engelleyen beldelerimizdeki mevcut rejimlerin varlığına bağlı olduğunu artık İslam ümmetinin anlaması gerekiyor. Aynı şekilde kutsal toprakları kurtarmanın yolunun, bu rejimlerin devrilmesiyle, onların hegemonyasından kurtulmakla, işledikleri münkerlere sessiz kalmamakla, rejimlerin yöneticilerine boyun eğmemekle ve onların ballı sözlerine veya tiyatral eylemlerine aldanmamakla başlayacağını da anlaması gerekiyor. Yine İslam ümmetinin, otoritesini yeniden ele geçirmesi ve Fatihlerin ve özgürlerin dönemini yenileyecek, önce Yahudilerin, ardından da sömürgecilerin ve araçlarının kökünü kazıyacak olan Hilafet Devleti’ni kurması gerekiyor.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Halid Saîd - Filistin

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER