Logo
Bu sayfayı yazdır

بسم الله الرحمن الرحيم

Dünya Genelinde Müslümanların Acı Çekmesinin Nedeni Hilafetin Yokluğudur

Allah Subhânehu ve Teâlâ, elçisi Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’i tüm insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarması ve Allah’ın yoluna iletmesi için hidayet ve hak din ile gönderdi. İnsanların işlerini ve birbirleriyle ilişkilerini düzenlemek için Kuran’ı indirdi. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem, sahabesi ile birlikte, bıkmadan usanmadan canla başla çalıştı. Allah’ın Ensar’ı Medine’de hazırlayana kadar İslam’ı yaymak ve yönetime ulaştırmak için yıllarca gecesini gündüzüne kattılar. Ensar, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’i destekledi, yardım etti, böylece Müslümanların ilk devleti kurulmuş oldu. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem yönetimi bizzat üstlendi.

Bundan tam 100 yıl önce yani 28 Recep 1342 / 3 Mart 1924’te, İngiltere liderliğindeki sömürgeci kâfirler, Türk ve Arap milliyetçi ajanların işbirliğiyle, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Medine’de kurduğu ilk devletin bir uzantısı olarak kabul edilen Hilafet Devletini yıktılar. Ardından trajediler ve felaketler serisi başladı; Allah’ın indirdikleriyle yönetim ilga edildi, İslam ülkesi paramparça edildi, bu nedenle kolayca işgal edilip kontrol altına alındı. Müslümanlar katliama uğradı, boğazlandı, yerlerinden edildi, özgür kadınlar tecavüze uğradı. Camiler yıkıldı, kirletildi, kutsallıklar ihlal edildi. Servetler yağmalandı, ahlaksızlıklar ve büyük günahlar yaygınlaştı.

Batıda Müslümanlar, çok eziyet gördü, ağır bedel ödedi ve hala her an ödemeye devam ediyor. Dinlerinde baskıya maruz kaldılar, bazı ülkelerde camileri kapatıldı, ibadetlerinin bir kısmını uygulayamıyorlar. Bazı politikacılar ve gazetecilerin İslam’ı kötülemesi, toplumdaki ırkçı kesimlerin camilerimizi yakma ve kız kardeşlerimize sokaklarda saldırma cesaretini verdi.

100 yıl önce Hilafetin kaldırılmasından sadece Müslümanlar kaybetmedi, adalet ve İlahi rahmet sistemi İslam’ın yokluğundan tüm insanlık acı çekti ve hala da çekiyor. Kapitalist sistem, İslam sisteminin yerini aldı ve tüm alanlarda fiyasko yaşadı. Ekonomik olarak, yoksulluk ve işsizlik yayıldı. Neticede yüz milyonlarca insan, yiyecek, giyecek ve barınak gibi temel ihtiyaçlarını kaybetti. Servetin haksız dağılımı sonucunda zenginlik birkaç kişinin elinde toplandı.

Sosyal olarak, sosyal ilişkiler bozuldu, aile parçalandı, bencillik baskın oldu, depresyon ve intihar olayları arttı. Buna ek olarak, ahlaksızlık, tecavüz ve aile şiddeti yayıldı. Ebeveynlerini bilmeden doğan binlerce çocuğu saymıyoruz bile.

Kapitalizm insanın fıtratını öldürdü, onu duygu ve his yoksunu yarı makineye dönüştürdü. Taşlar ve ağaçlar bile kapitalizmin zorbalığından payını aldı. Gezegenimizde çevre sorunları baş gösterdi. Buna göre aklı başında herkes için aşikârdır. Kapitalist sistem problem ve krizler üretiyor, insanıyla, taşıyla, ağacıyla dünya, Rabbani (Hilafet) sistemin yokluğundan dolayı acı çekiyor.

Ey Müslümanlar! Biz, Rabbimizin Şeriatını uyguladığımız, ipine sımsıkı sarıldığımız, Risalet’ini taşıdığımız ve insanlara şahitlik ettiğimiz gün insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmettik. Ama önderlik pozisyonumuzu kaybettik, aşağılandık, küçümsendik. Emanet ve insanlık sorumluluğumuzdan vazgeçtiğimiz gün milletler üzerimize üşüştü. Yeniden hayırlı ümmete dönüşün yolu, İslami hayatı yeniden başlatmak ve üstünlüğümüzün kaynağı olan Hilafeti kurmaktır.

Allah Subhânehu ve Teâlâ, bizi doğru yola iletti ve Şeriat hükümlerini uygulayan, hadleri ikame eden, sınırları koruyan, İslam’ın özünü muhafaza eden Hilafetin kurulması dâhil olmak üzere belirlediği şekilde kendisine ibadet etmemizi emretti. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

وَمَن مَاتَ وَليسَ في عُنُقِهِ بَيْعَةٌ، مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً Kim boynunda biat halkası olmadan ölürse cahiliye ölümüyle ölmüş olur.İmam Ahmed b. Hanbel diyor ki: İnsanlar için bir İmam olmazsa fitne olur

Hilafetin kuruluş yolu, bellidir. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem gökten gelen bir vahiyle bu yolu izledi. Bu yol, uyulması farz şeri bir yoldur. Bu yolda politik çalışma yapmak ve İslam’a aykırı her şeyle fikri çatışmaya girmek kaçınılmazdır. Yine bu yolda meydan okuma yönü ön planda olmalıdır. Aynı şekilde bu yolda İslam, ibadetler ve camiler inşa etmek gibi sadece bazı şeri hükümlere indirgenemez. Ki Batı, bize bunu dayatmaya çalışıyor.

Şeri yönteme ve Allah’ın emirlerine sadık kaldığımız zaman zafer ve hâkimiyete ulaşabiliriz. Eğer bu metottan saparsak, Allah, zaferine layık başka bir kavim getirecektir.

وَإِن تَتَوَلَّوْا يَسْتَبْدِلْ قَوْماً غَيْرَكُمْ ثُمَّ لَا يَكُونُوا أَمْثَالَكُم Eğer O’ndan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir toplum getirir, artık onlar sizin gibi de olmazlar.” [Muhammed 38]

Ey Müslümanlar! Bir yanda Batı ve ajanları ile diğer yanda İslam ve Müslüman arasındaki çatışma, gün ışığı kadar açıktır. Batı artık, İslam ile mücadelesinde, terörle mücadele perdesinin arkasına saklanıyor. Velev ki bu, değerlerini ve ilkelerini ayaklar altına almaya yol açsa bile. Politikacılar, seçim programlarında İslam’ı kötülemek ve Müslümanları baskılamak için birbirleriyle yarışıyorlar. Böylece başarısızlıklarını ve sistemlerinin sorunlara, toplumlarının altında ezildiği krizlere çözümler bulma kusurunu örtbas etmeye çalışıyorlar. Halklarını yetersizliği açığa çıkan demokratik sisteme alternatif arayışından saptırıyorlar.

Hilafet, insanlık için yegâne sistemdir. Başka hiçbir şeyi göz önünde bulundurmaksızın sırf insan olarak insan için onurunu korur. Müslüman gayrimüslim olsun tüm vatandaşlarına eşit muamelede bulunur. Güvenliklerini sağlar, ihtiyaçlarını giderir ve serveti adil bir şekilde dağıtır, bazı insanların elinde toplanmasını yasaklar. Bu sistem, ailenin inşası, istikrarı, neslin korunması, insanlık türünün bekası, bireylerinin yok olmaması, parçalanmaması, Batı toplumlarında olduğu gibi suça ve uyuşturucu bataklığına kaymaması için, iki hasım olarak değil, birbiriyle yardımlaşan iki kardeş olarak kadın erkek arasında içtimai ilişkiler kurar.

İşte bu büyük hedef için Hizb-ut Tahrir var oldu. Halkına yalan söylemez ve sadece Müslümanları değil, tüm insanları kapitalizmin karanlığı ve boyunduruğundan kurtarmaya en bariz adaydır. Bu durum için her türlü hazırlığa sahiptir. Toplum için gerekli olan ve insanların işlerini güden, ekonomik, siyasi, içtimai, eğitim vb. tüm sorunlarını çözen sistemleri billurlaştırdı. Tüm maddelerini ve hükümlerini Allah’ın Kitabı ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sünnetinden türetilen bir anayasa geliştirdi. Düşüncesini yaymak, destek bulmak ve Müslümanlar ülkelerde Hilafeti kurmak amacıyla nusret elde etmek için Müslümanlar arasında ve onlarla birlikte ciddiyetle ve gayretle çalışmaya koyuldu.

Ey Müslümanlar! İslam için ve İslam’la yaşam olan ölüm kalım meselemizi göz ardı etmemiz, onunla ilgili uygun eylemlerde bulunmamamız, İslam’ın bazı hükümleri ile yetinmemiz, Allah’ın emrettiği gibi hepsini almamamız, milletlerden geri kalmamıza, zillet ve aşağılanma giysisini giymemize neden oldu. İlk sirete geri dönmenin ve İslam ümmetinin dizginleri yeniden ele almasının zamanı gelmiştir.

Kapitalist sistemin yetersizliğini, kargaşasını, başarısızlığını, çaresizliğini gözlerinizle görüyorsunuz. Kapitalizm, şeytanın çarptığı kimse gibidir. Ekonomik ve ırkçılığın yanı sıra Koronavirüsü sorunu, onu kökünden söküp attı ve ıssız bir araziye alıp götürüp gitti. O halde sorunlar ve krizler, net ve açıktır. Ancak Batılı liderler, onları gizlemeye ve yol buldukça dikkatleri saptırmaya çalışıyorlar. Hizb-ut Tahrir sizi dünyanın izzetine, ahiretin kurtuluşuna çağırıyor. Hadi ona yardım edin.

Ey Müslümanlar! Batılı liderler, zaman zaman yaptıkları açıklamalarda, yakında Hilafetin kurulmasından korkularını dile getiriyorlar. Hilafet, artık onlara göre kurulması kaçınılmaz bir gerçektir, ama sadece kuruluşunu geciktirmek için çalışıyorlar. Eski İngiliz Başbakanı Tony Blair, yapmış olduğu bir açıklamada, (İsrail)i ortadan kaldırmak, Batıyı tüm İslam dünyasından kovmak ve İslam dünyasını da içeren Hilafet Devletini kurmak için çalışan bir hareketle karşı karşıyayız.dedi.

Batının yaptığı açıklamalar ve gördüğü buysa ve bundan korkuyor, kaçınılmaz bir gerçek olduğuna inanıyorsa, peki, biz Müslümanlara ne oluyor? Allah Subhânehu ve Teâlâ Kitabı Kuran’da istihlaf ve hâkimiyet vaat etti.

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا۟ مِنكُمْ وَعَمِلُوا۟ الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْناً يَعْبُدُونَنِى لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئاً وَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُو۟لَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ “Allah, içinizden, iman edip de Salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” [Nur 55]

Keza Hilafet, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in ümmetine bir müjdesidir.

ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّة Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.”

#أقيموا_الخلافة
#ReturnTheKhilafah
#YenidenHilafet
#خلافت_کو_قائم_کرو

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
İsveç


H. 22 Raceb 1442
M.  Cumartesi, 06 Mart 2021

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.